Emre Özgüven Yazarın Tüm Yazıları

FED şapkadan tavşan çıkartabilecek mi?

7dk okuma

Dünya'daki bütün merkez bankaları Arasında FED büyük bir olasılıkla en değişik yapıya sahip olanıdır. ABD geleneklerinin bir uzantısı olarak 1913 yılında 12 bölgesel Federal Reserve Bank'tan oluşan federal reserve sistemi kurulmuştur.

Haberin Devamı

Bütçe bağımsızlığı, kararların geri dönülmezliği ve uzun vadelilik kriterlerini sağlayabilen FED son günlerde herkesin diline dolanmış durumda. Piyasalar 28 Ekim veya 16 Aralık’ta yeni bir sayfa mı açacak yoksa bugüne kadar kelime oyunları ile oyalanan piyasa FED'e karşı bir zafer mi kazanacak?

Öncelikle faiz artırımı konusunda büyük bankaların ve onların zirvesindeki isimlerin, ünlü ekonomistlerin neler düşündüğüne bir bakalım…

Hatırlanacağı üzere JPMorgan, Credit Suisse, Wells Fargo, Deutsche Bank, PNC, Oxford Economics and UBS ekonomistleri Eylül toplantısında faiz artışı beklediklerini teyit etmişti.

Wells Fargo ekonomistleri John Silvia, Mark Vitner ve Michael Brown, "FED'in Eylül ayındaki toplantıda federal fon faizi için hedefi çeyrek puan artıracağı yolundaki tahminimizi koruyoruz" dedi.

JPMorgan Chase uluslararası birim başkanı Jacob Frenkel, “FED faizleri artırmaya başladığında bir dizi ölçülü artırım görebiliriz” dedi. Frenkel, “Faizler yavaşça ve sürekli olarak yükselecek. Bu iyi bir şey ve normalizasyona yönelik bir başlangıç. Çünkü reel ekonomi şu an faiz artırımlarına uyum sağlamaya yetecek kadar güçlü. FED’e bu yüzden ihtiyaç var” diye konuşmuştu.

Haberin Devamı

Citigroup Ekonomisti William Lee’ye göre 7 yıl önce başlayan finansal krizin ardından ekonomi yüksek faizleri kaldıracak kadar sağlıklı bir durumda.

Tahvilin kralı lakaplı Pimco eş kurucusu Bill Gross da FED'in faiz artırımı için biraz fazla beklediğini ve piyasa kargaşasının politika yapıcıların harekete geçme imkanını kısıtlaması ile birlikte, faiz artırımına yönelik bir adımın "biraz çok geç" olarak nitelenebileceğini söyledi. Dünyaca ünlü fon yöneticisi, FED'in istihdamdaki yavaşlamaya karşılık Eylül'de faiz artıracağını söylemişti.

Bu noktada karşıt görüşü olanları da hatırlamak gerekiyor;

Dünya Bankası Baş Ekonomisti Kaushik Basu ise, Amerikan Merkez Bankası'nın Eylül ayında faizlerde artırıma gitmesi durumunda gelişen ülkelerdeki karmaşa ve paniği tetikleme riski olduğunu ve küresel ekonomi daha sağlam bir zemine yerleşene kadar bu artışı askıya alması gerektiğini belirtti. Basu, Çin'de ekonomik büyüme konusunda artan belirsizlik ve bunun küresel ekonomiye etkileri dolayısıyla FED'in Eylül ayındaki faiz artırımının olumsuz sonuçları olabileceğini vurguladı.

Ünlü yatırımcı Muhammed El-Erian ise son açıklanan ABD istihdam verileri sonrasında bu koşullar altında FED’in bu ay yapacağı toplantıda faiz oranlarını artırma kararı alabileceğini hayal etmenin güç olduğunu belirtti.

Haberin Devamı

Goldman Sachs Group Inc., ABD Merkez Bankası’nın (FED) planlanan faiz artırımını 2016 yılına ve hatta daha geç bir zamana öteleyebileceğini belirtti.

Wall Street’in en önemli fon yöneticilerinden, Dünya’nın en büyük hedge fonu şirketi Bridgewater Associates’in kurucusu Ray Dalio ise FED’in faiz oranlarını aşırı hızlı artırmasının piyasada 1937’ye benzer bir çöküntü yaratma riskinin olduğunu belirtti. Harvard mezunu olan Ray Dalio, 150 milyar dolar ile dünyanın en büyük hedge fonu yatırım şirketi olarak kabul edilen Bridgewater Associates’in kurucusudur. Piyasa döngülerini güçlü bir şekilde öngörebilmesi ile de tanındığını notlarımıza ekleyelim.

Haberin Devamı

Scotiabank Stratejisti Guy Haselmann yaklaşık 30 yıldır Wall Street’te bulunduğunu ancak böylesi bir kafa karışıklığına daha önce şahit olmadığını söylüyor. Haselmann, mevcut kafa karışıklığına büyük oranda FED’den gelen karışık mesajların neden olduğunu savunuyor.

Haberin Devamı

New York'ta, FED ile işlem yapma yetkisine sahip 22 piyasa yapıcıdan biri olan BMO Capital Markets'in faiz stratejistlerinden Aaron Kohli, FED sıkılaştırmaya giderse, bunun bir çeşit düzeltme hareketi olacağı anlamına geleceğini belirtmişti.

Euro Pasific Capital CEO’su Peter Schiff, Çin’in para birimi yuanı devalüe ederek döviz savaşına katılmasına karşın geç kaldığını, ABD’nin doların değerini düşürme konusunda da daha avantajlı olduğunu söyledi. Euro Pasific Capital CEO’su FED’in faizleri arttırmayı mümkün olduğunca geciktireceğini, bunun da zamanla doların çökmesine neden olacağını öne sürdü.

Haberin Devamı

Dünyanın en zengin 4. ismi olan sempatik yatırımcı ve Milyarder işadamı Warren Buffett, FED'in faiz artırmasının ABD'ye zarar vereceğini açıklamıştı.

ABD'de milyarder iş adamı ve emlak kralı Donald Trump ise 2016 ABD Başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti adayının belirleneceği parti içindeki yarışa katıldığını açıklarken, düşük faizlerin balon yaratacağı uyarısı yapmayı ihmal etmedi.

IMF Başkanı Christine Lagarde ise, "FED uzun zamandır böyle bir faiz artırım sürecine girmedi. Eğer faiz artıracaksa bunu geri dönmemek üzere yapmalı. Deneyip sonra da vazgeçmemeli. Harekete geçmeden önce istihdam, işsizlik ve fiyat istikrarı gibi konularda herhangi bir soru işareti bırakmamalı’’ yönünde düşündüklerini aktarmıştı.

OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz oranlarını kademeli olarak artıracağını, tek sorunun ne zaman başlayacağı olduğunu dile getirmişti.

'Kriz Kahini' olarak bilinen ABD'li ekonomi profesörü Nouriel Roubini ise FED’in faizi Eylül’de değil, Aralık’ta artırmasının daha yüksek bir ihtimal olduğunu, Çin kaynaklı volatilitenin birkaç ay daha sürebileceğini, ABD’de enflasyonun bir süre daha düşüş kalacağını ve dolayısıyla faizleri artırmada bir aciliyet olmadığını belirtmişti.

Bu noktada piyasanın önemli aktörleri arasında FED’in faizleri ne zaman artıracağı konusunda ciddi fikir ayrılıkları olduğunu, ancak Aralık ayının faiz artırımı için öne çıktığını da söyleyebiliriz.

Diğer taraftan, bu işin en fazla içinde olanlara, FOMC üyelerine de değinelim, onların yapmış olduğu son açıklamaları irdeleyelim, bu noktada kararı verecek olanlardan başlayalım.

Oy Hakkı Olanlar

İlk olarak hatırlayacağımız gibi Başkan Janet Yellen, bu yıl bir faiz artırımının yerinde olacağını söylemişti.

Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, Eylül ayında faiz artırımı için durumun "oldukça güçlü" olduğunu, ancak bunun kesin olmadığını belirtti. Fischer ayrıca, enflasyonun yüzde 2 hedefine çıkacağına olan güven seviyesinin "oldukça yüksek" olduğunu kaydetti.

Guvernör Lael Brainard ise, Haziran ayında yaptığı açıklamada, FED'in işgücü piyasasında iyileşmeyi ve enflasyondaki yükselişi gösterebilmesi için verilere zaman vermesi gerektiğini söylemişti. İşgücü piyasasında süregelen iyileşme teyit edilirse ve enflasyon iyileşmeye devam ederse, faiz artırımının yıl sonundan önce gelebileceğini de sözlerine eklemişti.

Guvernör Jerome Powell, Ağustos başında yaptığı açıklamada, Eylül ayında bir faiz artırımını destekleyip desteklememe konusunda emin olmadığını kaydetmişti. ABD Merkez Bankası FED Yönetim Kurulu üyesi Jerome Powell, Eylül'de faiz artışı için öncesindeki verileri görmek gerektiğini söyledi. Powell Eylül'de faiz artışı konusunda henüz karar vermediğini de belirtti.

Guvernör Daniel Tarullo, Haziran ayında yaptığı değerlendirmede, ABD ekonomisinin ivme kaybettiğini söylemişti. FED Guvernörü, "Faiz artırımı hakkında FED'in verileri temel alan yaklaşımının tüm işaretler arasında esas gösterge olmaya devam edeceğini" belirtti ve kendisinin "ücretlerde bir artış görmeyi beklediğini" sözlerine eklemişti.

New York FED Başkanı William Dudley, FED'in bu yıl muhtemelen faiz artırımına gitmesini beklediğini söyledi.

Chicago FED Başkanı Charles Evans, Temmuz ayında yaptığı değerlendirmede, gelecek yılın ortasına kadar faiz artırımı istemediğini kaydetmişti. Evans, faiz artışında acele etmek için neden olmadığını söyledi ve 2016 ortasına ertelenmesini istedi. Son yaptığı açıklamada da, Chicago FED Başkanı Charles Evans, FED’in faiz artırımını ertelemesi gerektiğini ve enflasyon risklerinin abartılı olduğunu söyledi.

Richmond FED Başkanı Jeffrey Lacker, kısa vadeli enflasyon göstergelerinin ABD Merkez Bankası’nın yüzde 2’lik hedefini takip ettiğini belirtti. FED’in Eylül toplantısında faiz artışı konusunda oy kullanan tek yetkili olan Richmond FED Başkanı Jeffrey Lacker, Ekim'de faiz artışının olası olduğunu söyledi.

Atlanta FED Başkanı Dennis Lockhart, son piyasa volatilitesinin ABD ekonomisinin ve enflasyonunun görünümüne yönelik riskleri artırsa bile, FED'in bu yıl faizi artıracağını düşündüğünü kaydetti.

San Francisco FED Başkanı John Williams, bu yıl iki faiz artırımı beklediğini söylemişti. ABD ekonomisinde devam eden büyümenin merkez bankasına bu yıl kısa vadeli faiz oranlarını artırma olanağı tanıyabileceğini belirtti. Williams, bu yılın artırım yılı olacağına inandığını dile getirmişti. Faiz artırımının tarihini de söylemediğini hatırlatalım.

Oy hakkı olan üyelere bakıldığında neredeyse yarı yarıya bir fikir ayrılığı olduğu görülüyor. 17 Eylül tarihinde yapılan kritik FED toplantısında yapılan açıklamalarda FED üyelerinden yedi tanesinin bu yıl bir defa, beş tanesinin iki defa ve bir üyenin de üç defa faiz artırımı beklediğini belirtildiğini de unutmamak gerekiyor.

Oy hakkı olan üyeler arasında faiz artırımını destekleyen 5 FOMC üyesi olduğu göze çarpmaktadır. FED Başkanı Janet Yellen, Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, Atlanta FED Başkanı Dennis Lockhart, San Francisco FED Başkanı John Williams ve Richmond FED Başkanı Jeffrey Lacker da yaptıkları konuşmalarda ilk faiz artışına bu yıl içinde gidilmesine yönelik görüş bildirmişlerdi.

Oy Hakkı Olmayanlar

St. Louis FED Başkanı James Bullard faiz artırımı taraftarı ve piyasa volatilitesinin faiz artırımını geciktirmemesi gerektiğini söylemişti. 
Kansas City FED Başkanı Esther George da Eylül ayında faiz artırımı yapılması taraftarı, ancak kargaşanın kararı karmaşık hale getirdiğini söylemişti.

Cleveland FED Başkanı Loretta Mester, ABD ekonomisinin faiz artırımını destekleyebileceğini, ancak tüm verileri değerlendirmek istediğini belirtmişti.

Boston FED Başkanı Eric Rosengren, Temmuz ayı başında, Eylül'de bir faiz artırımı gelebileceğini söylemişti. Ayrıca Rosengren, “Aralık ayına kadar yapılacak bir faiz artırımı için ABD ekonomisinin ikinci yarıyılda yüzde 2 büyümesi gerekiyor” dedi.

Minneapolis FED Başkanı Narayana Kocherlakota, “FED’in tercih ettiği enflasyon göstergesinin yüzde 2’ye geri gelmesinin birkaç yıl alabileceğini ve bunun bir sonucu olarak merkez bankasının politikayı 2015’te sıkılaştırmaması gerektiğini söylemişti.

Philadelphia FED Başkanı Patrick Harker, para politikası konusunda kamuoyuna açık bir yorumda bulunmamıştı.

Dallas FED Başkanı Robert Steven Kaplan da, para politikası konusunda kamuoyuna açık bir yorumda bulunmamıştı. Dallas FED'in yeni başkanı Harvard Üniversitesi profesörü Robert Steven Kaplan 8 Eylül'de yeni görevine başlamıştı. Kaplan'ın 2017 yılına kadar FOMC’de oy hakkı olmadığını da hatırlatalım.

Oy hakkı olmayan üyelere bakıldığında faiz artırımı konusunda Minneapolis FED Başkanı Narayana Kocherlakota’nın diğer üyelere kıyasla daha doğru tahminlerde bulunduğu söylenebilir.

Sonuç

Dünya ekonomisi 2014 yılında beklentilerin altında bir performans sergilemiş, ABD ve İngiltere ekonomilerinde görülen nispi bir canlanmaya karşın, AB ve Japonya ekonomilerindeki daralma ile gelişmekte olan ekonomilerdeki yavaşlama ön plana çıkmıştı. Büyük umutlar ile girilen 2015 yılının ise oldukça çalkantılı geçtiğini görüyoruz. FED’in 2006’dan bu yana ilk defa yapmayı planladığı faiz artırım hamlesi gündemin ilk sırasını oluştururken, Çin merkezli krizin küresel piyasalara etkisinin beklentilerin oldukça üzerinde olduğunu gördük. Küresel ekonomik kaygıların arttığı böylesi bir ortamda FED’in atabileceği adımların önemi bir kat daha artmış durumda. Yatırım bankalarının, büyük fonların, dünyaca ünlü ekonomistlerin ve FOMC üyelerinin bu zorlu dönemde fikir ayrılıklarına düştüğünü görüyoruz. FED’in geldiği bu kritik noktada nasıl bir aksiyon alacağı merak konusu, enflasyon verisinde iyileşmeyi bekleyip beklemeyecekleri, Çin kaynaklı endişelerin verecekleri karara tesir edip etmeyeceğine dair soru işaretleri 28 Ekim ve 16 Aralık FED faiz kararlarında açıklığa kavuşacaktır. Geçtiğimiz hafta açıklanan ABD istihdam ve ücretler verileri sonrasında tahvil piyasası, Ekim ayında faiz artırım kararı alınmasına yüzde 10’dan az ihtimal verdiğini gösterdiğini de notlarıma ekleyelim. Yine de FED’in her an piyasaları ters köşeye yatırabilecek bir hamle yapabilme yeteneği de göz ardı edilmemeli…